Hipnoterapi basitçe hipnozla yapılan bir tedavi şekli. Hipnozda dikkatin yoğunlaştığı, uykuyla uyanıklık arasında farklı bir bilinç halimiz. Günlük hayatımızda biz hipnozu transı çok sık aşıyoruz. Ortalama dört beş saat transa geçiyoruz. Örneğin bir konuya dikkatimizi verdiğimizde, dışarıdan gelen sesleri duymadığımızda aslında transtayız. Günlük hayatımızda bu tip durumları çok sık yaşıyoruz. Bu haldeyken bu farklı bilinç halindeyken yapılan tedavi de hipnoterapi oluyor. Ve aslında bilinç dışıyla, bilinçaltıyla daha bilinen ismiyle bir iletişim kurma ve oradaki düşünce, duygu, davranışı değiştirme terapisi. Özellikle duyguyu değiştirme. Çünkü duygu değiştiğinde aslında gerçek anlamda bir değişim oluyor. Hipnoterapi dünyada çok yaygın kullanılıyor. Türkiye'de de son yıllarda yaygınlaşmaya başladı. Çünkü bilinçaltına ulaşarak oradaki değişimi sağlayarak bunu başardığı için terapiyi daha da güçlendiriyor. Basitçe bizim bilinçli aklımız ve bilinçaltı aklımız var. Bilinçli aklımız beynimizin küçük bir kısmı yüzde biri kadar. Bilinçaltı ise yüzde doksan dokuzu ve ikisinin birlikte kol kola çalışması gerekiyor. İki elimizi kullandığımız gibi. Bilinçaltı zihin hayatımızdaki otomatik her şeyi yönetiyor. Hormonlarımızı duygularımızı, davranışlarımızı, otomatikleşmiş alışkanlıklarımızı otomatik yaptığımız, düşünmeden yaptığımız her şeyi araba kullanmak gibi bunları hep bilinçaltıyla yapıyoruz. Ve bu alışkanlıkları değiştirmenin de en etkili yolu aslında bizim bilinçaltına ulaşarak orada yapacağımız bir davran düşünce, duygu değişimi. Amerika'da Amerikan tıp birliği bin dokuz yüz elli sekiz yılından beri hipnoterapiyi doktorlara psikologlara öğretiyor. İngiliz Tıp Birliği ise bin dokuz yüz elli üç yılından beri doktorlara psikologlara hım. Sağlık uzmanlarına hipnoterapiyi öğretiyor. Son yıllarda ülkemizde de bununla ilgili çok güzel gelişmeler var. Bu sayede bir psikoterapi yöntemi olarak hipnotera terapilerdeki en iyi aletlerimizden biri haline geldi. Alet çantamızın içindeki en etkili kullandığımız aletlerden biri haline geldi. Hipnoterapiyle değişim, dönüşüm daha kolay oluyor. Bizim bilinçli aklımız ve bilinçaltı aklımız çatıştığında genellikle maçı bilinçaltı kazanıyor. Bunu da yüksek eğitim almış öğretim almış insanlar çok iyi algılayamıyor. Çünkü bilinçli aklımızı zaten yüzde biri kadar beynin ve yüzde doksan dokuzu bilinçaltı. Kişi biliyor fakat bunu çözemiyor. Örneğin kişi işte yediklerinin ona kilo aldırdığını biliyor. Ve zayıflamak istiyor. Fakat bilinçaltı kızdığında, öfkelendiğinde yemenin onu rahatlattığını öğrendiyse yemeye devam ediyor ve tok olduğu halde yemeye devam ediyor. Bu duygusal bir sorundan aslında kaynaklanıyor. İşte hipnoterapiyle bilinçaltına ulaşarak buradaki duygunun değiştirdiğimizde ve bunu bilinç bilince de çıkardığımızda bu şekilde gerçek anlamda bir terapi oluyor. Ünlü psikolog Yungu şu sözünü çok seviyorum. Bilinçaltınızdakiler bilince çıkmadıkça karşınıza kaderiniz olarak çıkar diyor. Sadece kaderimiz olarak değil, aslında hastalıklar, işte alışkanlıklar, çözemediğimiz şeyler olarak da karşımıza çıkıyor. Bilinçaltıyla birlikte bilinci de ekleyerek daha sağlıklı bir terapi, daha tam bir terapi yapmak mümkün olabiliyor.